Son olarak 2012 yılında dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Afet ve Risk Konferansı (IDRC), İsviçre’nin Davos kasabasında bulunan dünyaca ünlü kongre merkezinde gerçekleştirildi. 26-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen bu küresel buluşma, 100’den fazla ülkeden 1000’in üzerinde katılımcıyı bir araya getirdi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Birleşmiş Milletler Afetleri Azaltma Uluslararası Stratejisi (UNISDR) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşların himayesinde gerçekleştirilen konferansta, Türkiye’deki ilk risk azaltma projesi olma özelliği taşıyan İSMEP de başarıyla temsil edildi.

Nazar Değmesin

Konferansın ilk gününden itibaren İSMEP standına olan ilgi dikkat çekici boyutlardaydı. Dünyanın dört bir yanından afet riskleri alanında çalışmalar yapan katılımcılar, İstanbul’da böyle kapsamlı bir risk azaltma projesinin yürütülmesini hayranlıkla karşıladı. Bilgi edinmek, işbirliği yapmak veya benzer bir projeyi kendi ülkesinde uygulamak üzere model almak amacıyla çeşitli uluslardan pek çok konuk standı ziyaret etti. İSMEP oturumunun davetiyelerinde kullanılan nazar boncuğu konsepti ise gerek ziyaretçiler, gerekse diğer stantlar tarafından ilgi ve merakla karşılandı.

“Teoriden pratiğe dirençlilik” ve İSMEP

“Dirençli bir şehir yaratmanın imkan ve zorlukları” isimli İSMEP oturumu, 27 Ağustos akşamında gerçekleştirildi. Oturumun moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Seda Kundak yaptı. Afetlerin tüm sistemlerde her seviyede dramatik değişikliklere neden olabildiğine dikkat çeken Kundak, Türkiye’nin geçmişte yaşadığı yıkıcı olayları ve sonuçlarını değerlendirdi. “Teoriden pratiğe dirençlilik” başlıklı sunumunda dirençlilik oluşturmada kaynak, enlem, ağlar (toplumsal ve kurumsal), bilgi, deneyim, çeşitlilik ve sağlamlığın önemine işaret ederken, İSMEP’in kentsel/toplumsal direnç oluşturmadaki başarısından söz etti.

İPKB Direktörü Kazım Gökhan Elgin İSMEP’i anlattı

Seda Kundak’ın ardından söz alan İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi, İstanbul Proje Koordinasyon Birimi Direktörü Kazım Gökhan Elgin, İstanbul’un Kuzey Anadolu Fay Hattı yakınındaki sismik eğilimli bölgede bulunmasının yanında yüksek nüfusu, ticari ve endüstriyel yoğunluğu sebebiyle depreme son derece duyarlı olduğunu belirtti. Var olan kader odaklı, reaktif ve kurtarma bazlı politikaların, yerini acilen proaktif, azaltma odaklı ve önleyici yaklaşımlara bırakması gerektiğinin altını çizdi. İSMEP’in, toplumdaki farkındalık ve hazırlık seviyesini artırmak amacıyla, çeşitli iletişim ve eğitim programları yürüttüğünü anlatan Elgin, Projenin (A) Acil Durum Hazırlık Kapasitesinin Artırılması, (B) Öncelikli Kamu Binaları için Sismik Riskin Azaltılması, (C) İmar ve Yapı Mevzuatının Uygulanması bileşenlerini tanıttı. İSMEP’in özellikle deneyim paylaşımı ve mükemmeliyet merkezi ile başarılı bir model olarak afet risklerinin azaltılması alanında diğer ulusal ve uluslararası faaliyetleri teşvik ettiğini söyledi.

Prof. Kadıoğlu ile “Güvenli Yaşam Kültürü”

Üçüncü konuşmacı olarak kürsüye çıkan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise projenin kamu bilincinin artırılması, eğitim ve gönüllülük programlarından bahsetti. Konferans genelinde en beğenilen sunumlardan birini gerçekleştiren Kadıoğlu’nun konuşmasının içeriğini Güvenli Yaşam Eğitimleri, gönüllülük faaliyetleri ve eğitim modülleri oluşturdu. Programın “güvenli yaşam” kültürünü özendirdiğini, şehir genelindeki hazırlıklara geniş katılım sağladığını ve afet gönüllüleri sisteminin temelini attığını belirten Prof. Kadıoğlu, İSMEP tarafından uygulanan alt projelerden biri olan 15 farklı eğitim modülünden de bahsetti. Programın asıl amacının, insanlara afete hazırlıkla ilgili bilgiler vermenin yanında, onları pratik becerilerle de donatmak olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Handan Türkoğlu yerel yönetimlerin önemine değindi

Oturumun son konuşmasını Prof. Dr. Handan Türkoğlu, “Kentsel Planlama Aracılığıyla Afet Zararlarının Azaltılması Eğitim Programı” başlıklı sunumuyla gerçekleştirdi. 1999 Marmara Depremi’nden sonra yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarının arttığına vurgu yapan Türkoğlu, mevcut yasal çerçevenin yanında acil durumlarda belediyelerin ve özel idarelerin rolünden bahsetti. C Bileşeni kapsamında pilot bölge olarak seçilen Bağcılar ve Pendik Belediyeleri’nde yapılan eğitim çalışmalarını anlattı. Bu eğitimlerde, her hedef gruptan katılımcıların bir araya gelerek görüşlerini ve birbirinden beklentilerini paylaştığını, bu sayede kendi bölgelerinde afete dirençli toplum elde etmek için kolektif eylem oluşturulduğunu söyledi.

İSMEP oturumunda konuşmacılara gösterilen ilgi yoğundu. Sunumların ardından deneyim paylaşımı ve işbirliği amacıyla iletişime geçmek isteyen kişilerin ilgisi nedeniyle konuşmacıların önünde küçük kuyruklar oluştu.